Yalnızlık…
Kimimizin kişisel tercihi.
Kimimizin mahkumiyeti!
Kimilerine göre bir zaaf, bir kusur.
Kimilerine göre bir keyif, bir lüks.
Peki ya siz?
Siz yalnızlığı nasıl bilirsiniz?
Sever misiniz onu?
İster zorunluluk olsun, isterse sizin tercihiniz,
Siz, yalnızlığının keyfini çıkarmasını bilenlerden misiniz?
Kimimiz onu bir zaaf, bir eksiklik olarak görse de, bazen bizim tercihimiz, bazen mahkumiyet şeklinde gelse de; insan yalnız kalmışsa, onun tadını çıkarabilmeli, hatta belki de zaman zaman kapıları kapatıp yalnız kalmayı kendisi isteyebilmeli!
Çünkü;
Yalnızlık insanı düşündürür.
Yalnızlık insanı büyütür.
Yalnızlık insana geleceğini şekillendiren düşler kurdurur.
Yalnızlık insanın sırtından yılların yorgunluğunu alır.
Kalabalıklar içine hapsolduğunu fark eden insanın kendine kaçışıdır yalnızlık.
Beynindeki yeni düşüncelerin tohumlarını attığı o ilk andır.
İnsanın kendisi ile doğrudan ilişki kurup, sözcüklerden öte zihinden geçenleri dinleyebilmesidir.
“Kendini gerçekten dinleyene” kendini tüm çıplaklığıyla itiraf edebilmesidir.
İnsanın kendi içinde ki derinliği fark edebilmesidir.
İnsanın kendinden kaçmaması, kendini önemsemesi, kendine değer vermesidir yalnızlık.
Kısacası, “İnsanın kendini sevmesidir yalnızlık.”
23 Ağustos 2008
Haşim Arıkan
Fotograf: Robert de Niro
0 yorum:
Yorum Gönder