Düşüncelerinle yaşamını nasıl etkilediğini fark etmeden, yaşamaya devam ediyorsun...
Kendine bakıp göremeden, duyup işitmeden...
Hep aynı düşüncelerin hapsinde, yaşamı sürekli tekrar ederken...
Yaşadıklarını tanımladığın o düşüncelerin, sadece geçmişle sınırlı olduğunu gözardı ederek herşeyi yargılıyor, tartıyor, karşılaştırıyorsun.
Peki ya gerçek!
Sence gerçek denilen şey hangisi?
Birşeyi ilk defa yaşadığında, içinde düşünce enerjin olmadan hissettiğin o ilk tanımsız duyusal an mı?
Düşüncelerinin ona bir anlam yüklediği zaman mı?
Sence, korkularını, endişelerini yaratan, sana hayatı sürekli frene basarak, eksik, yarım yaşatan hangisi?
Yaşadıkların mı?
Düşüncelerinin yaşadıklarına, yaşayacaklarına yüklediği o anlamlar mı?
Düşündün mü hiç?
Acaba hayatı ne kadar gerçek, ne kadar duyusal yaşayabiliyorsun?
Yaşayacaklarına ne kadar önyargısız, beklentisiz, bir sonuca ihtiyaç duymadan, birşeyler için çabalamadan yaklaşabiliyorsun?
Unutman gereken neleri, sürekli hatırlıyor?
Hatırlaman gereken neleri, sürekli unutuyorsun?
Farkında mısın?
Sen ancak düşüncelerin kadar özgürsün!
Kendine, hayatın sadece düşünebildiğin kadarını yaşatıyorsun!
Yaşamak, derken de...
Hayat her zaman senden, yaşanana dair, senin cevabını beklese de,
Sen sadece, dünün duygu ve düşünceleriyle olan bitene kendi içinde bir tepki veriyorsun...
01 Ağustos 2009
Haşim Arıkan
Fotograf: Natalie Portman
0 yorum:
Yorum Gönder