Düşündünüz mü hiç, duyguların da kendilerine has bir kokuları olsaydı nasıl bir yaşantımız olurdu diye?
Düşlerimiz mis gibi, taptaze bahar kokardı herhalde?
Kimbilir ne kadar ağır gelirdi, yıllar boyu inatla içimizde sakladığımız geçmişe dair acılarımızın çürümüş ve ağır kokusu?
Peki aşk, sevgi, nasıl kokardı sizce?
Ya da kin, nefret, öfke?
Sevinç, mutluluk, huzur, şüphe, aldatma, yalan, kıskançlık,...?
En güzel koku acaba hangi duygumuza ait olurdu?
En çok hangi duygumuzun kokusundan rahatsız olurduk?
Görünüşleri, tavırları harika görünen ama sürekli kötü kokan insanlar hakkında ne düşünürdük?
Ya da üstü başı perişan olup mis gibi kokan insanlar neler düşündürürdü bize?
Yeni tanışacağınız birinin kendisinden önce kokusu size ulaşırsa, aldığınız o koku neler hissettirirdi acaba daha tanışmadan onun hakkında size?
Peki siz olumsuz duygular yaşarken etrafınıza yaydığınız kokuları gizlemek için neler yapardınız?
Yoksa siz de, ben her zaman misler gibi kokardım diyecek kadar kendinize güvenenlerden misiniz?
Kimbilir belki de duyguların gerçekten de kendilerine has kokuları vardır, beynini, yüreğini her zaman saf, temiz ve masum tutabilenler bu kokuları alabiliyordur!
Olabilir mi ne dersiniz?
Gerçek olabileceğini düşününce kendinizi nasıl hissettiniz?
Yoksa sizden kaynaklanan çok hoş bir koku ulaştı mı burnunuza?
18 Haziran 2008
Haşim Arıkan
Fotograf: Perfume
0 yorum:
Yorum Gönder